31 Temmuz 2010 Cumartesi

ARKANSAZ

Temel ve Dursun bir gün ellerinde sazla Amerikaya giderler. Bayağı dolaştıktan sonra yorulurlar ve uyurlar. Sabah kalktıklarında etraflarında bir sürü kızılderili görürler, çok korkarlar.. Temel Dursun’a “Dur bunlar hayatta saz görmemiştir, bi saz çalayım da kaçsınlar” der. Temel’in sazı çalmasıyla kızılderililer hızla kaçarlar. Dursun “vaay sen bunları sadece bir sazla kaçırdın… o zaman buranın adı TEKSAZ olsun” der. Ertesi gün uyurlar; uyandıklarında gene karşılarında kızılderilileri görürler. Bu sefer Temel “dur başka bi yöntemim var” der ve güçlü bir sesle osurur. Ve adamlar kaçmaya başlarlar. Dursun da “mademki adamları osurup ta kaçırttın buranın adı LAZVEGAZ olsun” der. Ertesi gün dolaştıktan sonra tekrar uyurlar; sabah kalktıklarında etraflarında gene kızılderilileri görürler. Bu sefer Dursun “bi de ben saz çalayım de korkup kaçsınlar” der. Dursun sazı çalar ama kızılderililer korkmaz ve sazı Dursun’un ?ötüne sokarlar. Temel de “ehe…bu sazı senin ?ötüne soktular o zaman buranın adı ARKANSAZ olsun.” der

http://www.komikfikralar.org/arkansaz/

10 Yıl Öncesini Bilmem

Hoca’ya yaşını sorarlar, “Kırk” diye yanıtlar, “Tam kırk!” On sene sonra aynı soruyu yine “Kırk” diye yanıtlayınca, “E hocam, on yıl önce de kırk yaşında olduğunu söylemiştin” demişler. Hoca hiç bozmadan, “Evladım, ne bileyim on sene öncesini!” diye yanıtlar.

Hoca’ya yaşını sorarlar, “Kırk” diye yanıtlar, “Tam kırk!” On sene sonra aynı soruyu yine “Kırk” diye yanıtlayınca, “E hocam, on yıl önce de kırk yaşında olduğunu söylemiştin” demişler. Hoca hiç bozmadan, “Evladım, ne bileyim on sene öncesini!” diye yanıtlar.


http://www.komikfikralar.org/10-yil-oncesini-bilmem/

Kayserili ve Cin Fıkrası

GÖZLERİ GÖRMEYEN ,BEKAR VE FAKİR KAYSERİLİYE BİR CİN ÇIKAGELMİŞ.-BENDEN BİR ŞEY DİLE,YERİNE GETİRECEYİM;FAKAT TEK BİR ŞEY DİLEME HAKKIN VAR DEMİŞ.KAYSERİLİ DÜŞÜNMÜŞ,TAŞINMIŞ….GÖZLERİNİMİ İSTESİN,ZENGİNLİK Mİ İSTESİN,EVLENMEK Mİ İSTESİN….SONUNDA CİNE ŞUNU DEMİŞ:
-OĞLUMU,ALTINLARIMI SAYARKEN GÖRMEK İSTİYORUM!

http://www.komikfikralar.org/kayserili-ve-cin-fikrasi/

Haydar Kovayı Getir

Bir gün Kadının Biri Pet Shop’a Gitmiş.
Bir Papağan Varmış Sürekli Hoş Geldiniz O…pu Dermiş
Kadına Hoş Geldiniz O… Demiş
Kadın Bu Papağanı Eğitin 2 Gün Sonra Alıcam Demiş Gitmiş.
Eğiticisi Papagana Sormuş Kadın Gelince Ne Diceksin
Papağan ; Hoş Geldiniz O…pu demiş.
Her Bu Kelimeyi Kullandıgında Adam Kafasına Tokat Atıp Kovanın İcindeki Suya Sokuyormuş
1 , 2, 3 Derken Papağan En sonunda Pes Etmiş.

Kadın Ertesi Gün Geldiginde Papağan ; Hoş Geldiniz Hanım Efendi Demiş.
Kadın Hile Varmı Diye Test Etmek İçin Sormuş ;

- Ben Eve 1 Adamla Gelsem Ne Dersin ?
Papağan : HoşGeldiniz.
- Ben Eve 2 Adamla Gelsem Ne Dersin ?
Papağan : Hoş geldiniz Hanım Efendi ve 2 Beyfendi
- Ben Eve 3 Adamla Gelsem Ne Dersin ?
Papağan ” İyice Kızmış ” : Hoş Geldiniz Hanım Efendi ve Beyfendiler
- Peki Ben Eve 4 Adamla Gelsem Ne Dersin ?
Papağan : Haydar Kovayı Getir Vallahi Bu kadın O…pu

http://www.komikfikralar.org/haydar-kovayi-getir/#more-862

Kavis

Bir şirkette genel müdür olarak çalışan bir adam, eksiksiz bir sağlık kontrolünden geçmek üzere doktora gider. Doktor, hastaneye yeni bir bilgisayar sistemi aldıklarını ve bu sistem sayesinde küçük bir idrar tahlili ile “full check up” yapabildiğini söyler. “Harika” der bizim genel müdür de, “başlayalım öyleyse”. Doktor, adama bir cam kavanoz vererek idrar için tuvalete gönderir. Bizim adam bir süre sonra, kavanozu dolu olarak geri getirir. Doktor, kavanozdaki numuneyi bilgisayara bağlı küçük bir konteynere döker. Bilgisayar ilginç sesler çıkartarak çalışır ve bir süre sonra yazıcısından uzunca bir döküm alınır. Doktor yazıcıdan gelen çıkışları uzun süre incelemeye koyulur. Adam dayanamayıp sorar: “N’oldu doktor, bir terslik mi var?”, “Bilgisayarın verdiği sonuçlara göre..” der doktor; “bir terslik yok, ama tenisten mütevellit sağ bileğinizde bir kavis oluşmuş”. “Yapmayın doktor” der bizim adam, “ben meşgul bir adamım; ne tenis ne de golf oynarım. Bütün bunları yapacak vaktim yok; nasıl olur da sağ bileğimde tenis oynamaktan bir kavis oluşur?”. Bunun üzerine doktor, bilgisayarın şimdiye kadar hiç yanılmadığını, asla hata yapmayacağını söyler ve “ancak” der; “içinizin rahat etmesini istiyorsaniz, bu steril kavanozu yanınıza alıp eve götürün. Sabah kalkar kalkmaz da lütfen test için gerekli idrarı yapın. Sonra, doğruca buraya gelin, sizden ekstra bir ücret almadan testi yineleyelim”. Bizim adam, “tamam” der ve arabasına atlayıp evin yolunu tutar. Bilgisayarın koyduğu teşhis canını sıktığı icin, bilgisayarlara hiddetlenir. Bütün dünyayı bu aptal makinelerin ele geçireceğini düşünür ve hiddeti daha da artar. Eve vardığında, bilgisayarın “aklını başına getirmeye” karar vermiştir. Arabadan iner inmez, kavanoza biraz idrar yapar ve sonra da; arabasının kaputunu açıp karterden bir kaç damla motor yağı alıp kavanozun içine damlatır. Eve girince de olup biteni karısıyla kızına anlatır. Onlardan da kavanoza bir miktar idrar yapmalarını ister. Onlar da bizimkinin isteğini yerine getirirler. Ertesi sabah, bizim genel müdür uyanır uyanmaz eline bir playboy alip bilgisayar için tasarladığı son hinliği yapmak üzere, kavanozuyla birlikte tuvalete girer. 15 dakika sonra tuvaletten çıktığnda yüzünde mutlu bir gülümseme vardır. Doğruca hastanenin yolunu tutar. Doktor, kendisini selamlayıp nasıl olduğunu sorar. Yüzünde hin bir gülümseme ile, “iyiyim doktor, iyiyim” der bizim adam. Doktor, bir yandan kavanozdaki numuneyi bilgisayarın konteynerine dökerken; bir yandan da, “formunuzda gözüküyorsunuz bu sabah” der. Az sonra bilgisayar yeniden tuhaf sesler çıkarmaya başlar. Birkaç dakika sonra da uzunca bir kağıt çıktısı gelir yazıcıdan. Doktor, bilgisayardan gelen belgeyi titizlikle incelerken, bizim adam “bakalım senin bilgisayar bugün ne diyor doktor?” der, sinsi sinsi gülümseyerek. “Hımm…” der doktor “Bilgisayarımıza göre, arabanızın yağ değişim zamanı gelmiş, kızınız hamile, karınız da bel soğukluğuna tutulmuş. Ayrıca, tuvaletlere girerken yanınıza böyle ha bire Playboy almaya devam ederseniz, bileğinizdeki kavis daha da kötüye gidecek”

25 Temmuz 2010 Pazar

AMBULANS ÇAĞIRMIŞLAR

Annem; çocuğu gibi cok sevdiği arabasını geçenlerde bariyerlere çarpınca farı kırılmıştı.
Babamın anlattığına göre: annem kazadan sonra;

-"Yavrumun gözü çıktııııı!"

diye yüksek sesle ağladığını gören polisler, yaralı var zannedip ambulans çağırmışlar.

ÇİKOLATA İÇİN

Hayvanat bahçesinde annesiyle birlikte dolaşan Nurdan, zürafaların önünden geçerken içini çekince annesi sorar:

-İçini niçin çektin kızım?

-Şu zürafa gibi olmak isterdim.

-Niçin istiyorsun kızım?

-Dolaptaki çikolatalara daha kolay uzanabilmek için anne!...

24 Temmuz 2010 Cumartesi

BİLGİSAYAR OYUNU

Kardeşime araba kullanmayı öğretiyorum.Çok hevesli.Bana ne derse beğenirsiniz:

-Abi, aslında çok kolay.Aynı bilgisayar oyunu gibi.

-Evet aynen öyle.Ama tek canın var değil mi?...

AMBULANS

Kırmızı ışıkta durdurduğum anda, yanımdan iki motosikletli çok hızlı ve tek tekerlek üzerinde geçti.Ben ağzım açık onlara bakarken, yanımda yaklaşan 112 ambulansından doktor camı açıp, bana dedi ki:

-"Gördün mü bizim müşterileri?..."

23 Temmuz 2010 Cuma

TOPLAM

Elinde karnesiyle babasının yanına sevinçle gelen çocuğa babası sorar:

-Notların nasıl oğlum?

-On aldım babacığım on...

Sevinçle karneyi eline alan baba, karneye bir göz atınca hayret eder.Çünkü bütün notlar bir veya ikidir.Öfkeyle karışık sorar:

-Hani nerede on?

Çocuk sakince cevap verir:

-Toplasana babacığım, hepsi on ediyor...

KEKEME

Kekemenin biri otobüste bilet alırken biletçi sorar:

-Nereye gideceksin?

-Ke ke ke ke ke me me okuluna.

biletçi çok şaşırıp sorar:

-Birader yeteri kadar kekeliyorsun zaten, mektebine gidip de daha nasıl kekeleyeceksin?

KEKEME

Kekemenin biri otobüste bilet alırken biletçi sorar:

-Nereye gideceksin?

-Ke ke ke ke ke me me okuluna.

biletçi çok şaşırıp sorar:

-Birader yeteri kadar kekeliyorsun zaten, mektebine gidip de daha nasıl kekeleyeceksin?

CİMRİ

Sokakta karşılaşan iki cimri arasında şu konuşma geçer:

-üzgün gibisin neyin var?

-Sorma, canım çok sıkılıyor.

-Nedenmiş o?

-Tarağımın bir dişini kırdım.

-Bir diş kırıldı diye hiç bu kadar üzülür mü insan?

-Ama, tarağın son dişiydi.

22 Temmuz 2010 Perşembe

SUYU YIKA DA GETİR

Şair şinasi, kirden ve mikroptan o kadar korkarmış ki,dostlarının elini dahi eldivenle sıkarmış.
Birgün süleyman nazf'in de bulunduğu bir toplulukta garsondan su ister.Süleyman nazif bunu kaçırmaz.Garsona dönup der ki:
"oğlum! Beyefendinin suyunu yıka da getir!"

18 Temmuz 2010 Pazar

Eve pijamalarımı almaya gittim

temel bir gün dursuna gitmiş.derken yağmur bastırınca dursun misafirperverlik gösterip temel e:
-bu gece bizde kal demiş
temel de kabul etmiş. sonra temel birden ortadan kaybolmuş. dursun çok merak etmiş.temeli. sonra kapı çalmış. gelen temelmiş
dursun:
-nerdesin seni çok mertak ettim demiş.
temel:
-eve pijamalarımı almaya gittim demiş

16 Temmuz 2010 Cuma

UÇAĞA TAŞ ATMAMIŞ

Bir polis otomobili köy yolunda durdu.İçinden yola atlayan memur,etrafı araştırdı.
Kırda;tek başına oynayan çocuğu görünce, sorar:

-Bak yavrum! Bu yakınlarda bir uçak düşmüş,gördün mü?

Çocuk elindeki sapanı arkasına gizlemeye çalışarak cevap verir:

-Hayır efendim.Ben sadece şu ilerideki şişeye nişan alıyordum.Yemin ederim ki ben
uçağa hiç taş atmadım.

MAKİNİSTİ ÖLMÜŞ

Adam,bozuk duvar saatini,saat tamircisine getirir.Ustası olamadığı
için,çırak saati açmaya çalışır.Kapağını açar açmaz içinden bir sinek ölüsü düşer.
Çırak bir sineğe,bir saate,bir de yaşlı adama baktıktan sonra der ki:

-Bu saat artık çalışmaz.

Adam şaşırarak sorar:

-Saatin nesi var ki evladım?

-Daha nesi olsun bey amca.baksana,bunun makinisti ölmüş.

KOMŞU

Aynı apartmanda oturan iki komşu karşılaşınca,
aralarında şöyle bir konuşma geçer:

-komşu,sen tanırsın.Sokağın köşesindeki berber var ya,benden
bin lira borç para istiyor,versem mi?

-Evet ver ver.Çünkü sen vermezsen,bu sefer de benden ister.

YAVRU YAMYAM

İkinci dünya savaşında,avrupada harpte milyonlarca
insanın öldürüldüğünü duyan yamyamın oğlu sorar:

-Babacığım ,bu kadar insanı nasıl yiyecekler?

-Onlar öldürdükleri insanları yemezler yavrum.

-Aaa peki, ne yaparlar?

-Toprağa gömerler.

-avrupalılar ne kadar vahşi,ne barbar insanlarmış.
Demek ki maksatsız olarak insan öldürüyorlar ha!...

NASREDDİN HOCA

Nasreddin hoca,birgün kasabaya giderken,
küçük oğlu tutturmuş.Geleceğim diye ben!

Karakaçana binmiş sevinç içinde oğlan,
Hoca da arkasında yola düzülmüş yayan.

Yolda biri: ''Ne kötü günlere kaldık!demiş.
Babası yürüyor da oğlu eşeğe binmiş.''

Hoca,kendisi binmiş indirip çocuğunu,
Fakat biraz ötede,biri görünce bunu.

Demiş;''Ne kalbsiz adam ,çocuğu yürütüyor,
kendi eşek sırtında,bak göbek büyütüyor!''

Hoca,bu sefer almış arkasına çocuğu,
bir yolcu duralamış,demiş;''hainliktir bu.

İki kişi biner mi hiç eşeğin üstüne?''
Hoca,çocuğu ile aşağı inmiş yine.
Karşıdan biri gelmiş;''size yazık değil mi?
Eşek boş gidip sizler,yürürsünüz uygun mu?''

Hoca;''Her akıl veren sözü dinlersen,demiş,
Eşeği sırtlamalı,yok yapacak başka iş!''

ÇEŞİTLİ KISA FIKRALAR

-Göndermiş olduğum papağanı beğendin mi?

-Beğenmedim,ya papağan karttı,yahut hanım iyi pişirmedi.

***

Müzikli lokantadaki çalgıcı,cahil bir zengine yaklaşarak sorar:

-Mozart'tan parça ister misiniz?

-Parça da ne demek?Hemen bütününü getirin!yanına da bir salata istiyorum!

***

-Lütfen tuzluğu uzatır mısınız?

-Beni garson mu Sandınız?

-Hayır,kibar bir bey sandım.

İNGİLİZLER

Süleyman nazif; malta sürgününden dönünce,ahmet haşime
başından geçenleri anlatırken der ki:

-Et ne mümkün birader.bize verdikleri konserveler herhalde patörlü yıllardan kalmaydı.

haşim kızdırmak için araya laf sokar:

-İnsan etinden mi?

-yok canım!İngilizler insan etini başkasına yedirirler mi hiç.

11 Temmuz 2010 Pazar

ISITTA İÇELİM

TemeL Kahveye giDeR soğuK çay vaR mı Die soRaR
"yok"
cevabını aLıR eRTesi qün TeKRaR Kahveye qiDeR yine soğuK çay waR mı Die soRaR ve yine yok cevbını aLıR TeMeL qeLmeDen Kahveci çayı soğuTuR TemeL qeLiR we soRaR:

-SoquK cay waR mı -var -ısıTTa içeLim xD xD

UYANIK KAYSERİLİ

GÖZLERİ GÖRMEYEN ,BEKAR VE FAKİR KAYSERİLİYE BİR CİN ÇIKAGELMİŞ.

-BENDEN BİR ŞEY DİLE,YERİNE GETİRECEYİM;FAKAT TEK BİR ŞEY DİLEME HAKKIN VAR DEMİŞ.KAYSERİLİ DÜŞÜNMÜŞ,TAŞINMIŞ....GÖZLERİNİMİ İSTESİN,ZENGİNLİK Mİ İSTESİN,EVLENMEK Mİ İSTESİN....SONUNDA CİNE ŞUNU DEMİŞ:

-OĞLUMU,ALTINLARIMI SAYARKEN GÖRMEK İSTİYORUM!